Kiracının borcunu süresinde ödememesi üzerine kiraya verenin İcra Müdürlüğü'ne başvurusuyla İcra Müdürlüğü tarafından kiracıya ödeme emri gönderilir.Ödeme emrinde kiracının 7 günlük süre içerisinde takibe itiraz edebileceği ve 30 günlük süre içerisinde de ödeme emrinde belirtilen kira bedelini ödemesi gerektiği belirtilir. Takibe itiraz için verilen 7 günlük süre ödeme emrinin borçluya tebliğiyle başlar. Borçlu kiracı 7 günlük süre içerisinde icra takibine itiraz etmez ve 30 günlük süre içerisinde de borcunu ödemezse artık takip kesinleşecektir. 30 günlük ödeme süresinin bitim tarihinden sonra kesinleşen kira alacağı için alacaklı kiraya veren icra dosyasından haciz isteyebileceği gibi İcra Mahkemesi'nden kiracının kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebilir. Borçlu kiracı tahliye davasında takip konusu alacağa itiraz edemez ancak takip konusu alacağı ödediğini belirterek davanın reddini isteyebilir. Borçlunun ödeme yaptığını belirtmesi üzerine mahkeme 30 günlük ihtar süresi içerisinde borçlunun takip konusu alacağı ödeyip ödemediğini inceleyebilir. 30 günlük ödeme süresinden önce veya sonra yapılan ödemeler dikkate alınmaz. Borçlunun icra takibine itiraz etmemesi fakat tahliye davasında ödeme yaptığını belirtilmesi halinde mahkemenin inceleme yapıp yapmayacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E 2017/2340 K 2021/261 T.16.03.2021 kararında tartışılmış ve bu konuda mahkemenin ihtar süresi içerisinde ödeme yapıp yapılmadığının incelenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Borçlu kiracı, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcu kesinleştiğinden, İİK’nın 269/a maddesine göre icra mahkemesince 30 günlük ihtar müddeti içinde takipte kesinleşen kira borcunun ödenip ödenmediği incelenmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E 2017/2340 K 2021/261 T.16.03.2021)
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E 2017/2340 K 2021/261 T. 16.03.2021
1. Taraflar arasındaki "temerrüt nedeniyle tahliye” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, İstanbul Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen istemin reddine ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Alacaklı İstemi:
4. Alacaklı vekili istem dilekçesinde; borçlunun ödemediği aylara ait kira bedelleri için İstanbul Anadolu 16. İcra Dairesinin 2014/15888 E. sayılı dosyasında başlattıkları tahliye talepli ilamsız icra takibinde 05.07.2014 tarihli 900,00TL, 05.08.2014 tarihli 900,00TL ile kira sözleşmesi içeriğine göre bakiye 1.456,00TL kira alacağını talep ettiklerini, örnek 13 nolu ödeme emrinin borçluya 29.08.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun takibe itiraz etmediğini, borçlunun müvekkilinin hesabına 29.08.2014 tarihinde 900,00TL ve 05.09.2014 tarihinde 900,00TL gönderdiğini, borçlunun bakiye kalan kira alacağını ödemediğini ve temerrüde düştüğünü ileri sürerek borçlunun kiralanandan tahliyesini talep etmiştir.
Borçlu Cevabı:
5. Borçlu cevap dilekçesinde; tahliyeye ait kira bedellerini ödediğini beyan etmiş ve üç adet dekont sunarak istemin reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. İstanbul Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 19.02.2015 tarihli ve 2014/642 E., 2015/67 K. sayılı kararı ile; davacı (alacaklı) tarafından davalı (borçlu) aleyhine örnek 13 nolu ödeme emri tebliğ edilmek suretiyle icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 29.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ibraz ettiği dekontlara ve dosyada mevcut hesap hareketine göre 29.08.2014 tarihinde 900,00TL ve 05.09.2014 tarihinde 900,00TL olmak üzere takibe konu edilen Temmuz ve Eylül ayı kiralarının ödeme emri tebliğinden itibaren 30 günlük süre içerisinde ödendiği, dolayısıyla kira borcunun ödenip takibe konu fer'i borcun kaldığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. İstanbul Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince 05.10.2015 tarihli ve 2015/5638 E., 2015/7929 K. sayılı kararı ile;
"...Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.11.2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedeli 700,00.-TL olarak belirlenmiş olup, ayın ilk 5. gününde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı kiralayan tarafından, yazılı sözleşmeye dayanılarak 26.08.2014 tarihinde başlatılan icra takibinde aylık 900,00 TL’den ödenmeyen 2014 yılı Temmuz ve Ağustos ayları kira bedelleri ile 1.456,00 TL bakiye kira alacağı toplamı 3.256,00 TL'nin faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı borçlu aleyhine ödenmeyen kira borçları nedeniyle İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünde takip başlattıklarını, icra takibi ile 2014 Temmuz ayı kira bedeli 900 TL, 2014 Ağustos ayı kira bedeli 900 TL ve bakiye 1.456 TL kira alacağını talep ettiklerini, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz etmediğini, davalının müvekkilinin hesabına 29.08.2014 tarihinde 900 TL, 05.09.2014 tarihinde 900 TL gönderdiğini, ancak bakiye kalan kira alacağını ödemeyerek temerrüde düştüğünü ileri sürerek, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemekle birlikte, duruşmadaki beyanında; sadece Ocak-Şubat ayları kira borcu bulunduğunu, davacı Avukatından açıklayıcı bilgi alamadığı için yatırdığı dekontlara Eylül ve Ekim ayı yazdığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Dosyaya sunulan ve davacı tarafından da kabul edilen ödeme belgelerinin incelenmesinde de, 29.08.2014 tarihinde Temmuz ayı kirası açıklaması ile 900,00 TL, 05.09.2014 tarihinde Ağustos ayı kirası açıklaması ile 900,00 TL, 05.11.2014 tarihinde Eylül-Ekim ayı kirası açıklaması ile 1.800,00 TL ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 29.08.2014 tarihinde 900,00 TL ve 05.09.2014 tarihinde 900,00 TL olmak üzere takip talebine konu edilen Temmuz ve Eylül kiralarının 30 günlük süre içerisinde ödendiği, dolayısıyla yalnızca takip talebine konu feri borcun kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı dava dilekçesinde, davalının bakiye kalan kira alacağını ödemeyerek temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalının tahliyesini istemesine rağmen, mahkemece takip talebi ile istenilen bakiye kira alacağının ödenip ödenmediği araştırılmamıştır. Bu nedenle mahkemece takibe ve davaya konu bakiye kira bedeli 1.456,00.-TL’sının 30 gün içerisinde ödenip ödenmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İstanbul Anadolu 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli ve 2015/851 E., 2016/28 K. sayılı kararı ile; takip talebinde 2014 yılı Temmuz ayı kirası 900TL, 2014 yılı Ağustos ayı kirası 900TL şeklinde açıklama bulunduğu, ayrıca bakiye alacak adı altında 1.456TL talep edildiği, kira borcunun kapsamının itiraz edilmeyen takip talebi ile belirleneceği, kiraya verenin takip talebinde kiranın hangi aylara ait olduğunu açıklaması gerektiği, bu takipte kiraya veren tarafından açıklanan Temmuz ve Ağustos ayı kirası şeklinde belirtilen kiraların borçlu tarafından 30 günlük süre içinde ödendiği, kira borcu ödenmiş ise kira borcundan sayılmayan ferilerin ödenmediği gerekçesi ile tahliye istenemeyeceği, alacaklının takip talebinde afaki bir terimle bakiye kira alacağı ifadesi kullanarak kanunu dolanarak hangi aylara ait olduğunu belirtmeksizin bir miktar paraya kira alacağı vasfı kazandırmaya çalıştığı, dolayısıyla hangi aya ait olduğu açıklanmayan ve bakiye kira alacağı ifadesi kullanılan alacak kaleminin ödenmediğinden bahisle tahliye talep edilemeyeceği, takip talebine konu edilen Temmuz ve Eylül ayı kiralarının 30 günlük süre içerisinde ödendiği, 30 gün geçtikten sonra 05.11.2014 tarihinde bakiye alacağın da ödendiği dolayısıyla 30 günlük süre içinde yalnızca kiralayan tarafından takipte açıklaması yapılmadığı için kira borcu sayılamayacak olan feri borcun kaldığı ve buna dayanılarak tahliye talep edilemeyeceği gerekçeleri ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; alacaklı tarafından kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin tespiti için takip talebine konu edilen “ekli kira sözleşmesi içeriğine göre bakiye kalan 1.456,00TL kira alacağı”nın ödeme emri tebliğinden itibaren 30 günlük süre içinde ödenip ödenmediğinin araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 269-269/d maddeleri arasında kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle ilamsız tahliye takibi düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’na göre kiraya veren kira sözleşmesini fesih edebilmesi için öncelikle kiracıya fesih ihtarnamesi göndermesi gerekir. Kiraya veren ödenmemiş kiranın tahsili için yaptığı ilamsız takip talebinde, kiracıya (ödeme emri ile) 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 260 veya 288. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 315 veya 362) maddelerinde yazılı ihtarın da yapılmasını isteyebilir. Böylece kiracının kira borcunu ödemede geciktiği hâlde kiraya veren aynı takipte hem ödenmeyen kira bedellerini, hem de borçlunun temerrüt nedeniyle tahliyesini talep edebilir.
13. Alacaklının (kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı (örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK m. 315 veya 362) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir.
14. Borçlu itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz etmez ise ilamsız tahliye takibi kesinleşir. Borçlu (kiracının) süresinde ödeme emrine itiraz etmemesi ile ilamsız tahliye takibi kesinleşirse de, alacaklı (kiraya veren) bunun üzerine hemen haciz ve tahliye isteyemez. Borçlu ödeme süresi içinde (on, otuz veya altmış gün) borcunu (kirayı) ödeyebilir. Borçlu ödeme emri tebliğinden itibaren ödeme süresi içinde kira borcunu öderse, ilamsız tahliye takibi son bulur, alacaklı haciz ve tahliye isteyemez. Borçlu kiracı, ödeme süresi içinde kira borcunu ödemiş ise, kira borcundan sayılmayan faiz, icra giderleri ve vekâlet ücretini aynı süre içinde ödememiş olması nedeniyle icra mahkemesinden borçlunun tahliyesi istenemez (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 828-829).
15. İİK’nın 269/a maddesine göre, borçlu itiraz etmez ve kira borcunu da ödemezse alacaklı ödeme süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde icra mahkemesinden tahliye isteyebilir. Alacaklının icra mahkemesinden tahliye isteyebilmesi için ödeme süresinin sona ermesini beklemesi gerekir. Ödeme süresi dolmadan ve böylece borçlunun temerrüdü gerçekleşmeden, alacaklı (kiraya veren) icra mahkemesinden tahliye isteyemez; istese bile, icra mahkemesi borçlu kiracının tahliyesine karar veremez (Kuru, s. 831).
16. Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır (İİK m. 269/2, c.2). Yani, borçlu kiracı icra mahkemesinde artık kira sözleşmesini inkâr edemez, etse bile, icra mahkemesi kira sözleşmesini hakkında bir inceleme yapamaz. Borçlu kiracı, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcunu da kabul etmiş sayılır. Bu nedenle, borçlu kiracı, icra mahkemesinde artık kira borcu miktarına itiraz edemez, etse bile, icra mahkemesi kira borcu miktarı hakkında bir inceleme yapamaz (Kuru, s. 832).
17. Alacaklının İİK’nın 269/a maddesine göre tahliye talebi üzerine icra mahkemesi ilk önce alacaklının ilâmsız tahliye takip talebinin kanuna uygun olup olmadığını inceler. Takip talebi kanuna uygun değilse, özellikle alacaklı takip talebinde tahliye istememişse, icra mahkemesi tahliye talebinin reddine karar verir. Bundan sonra, icra mahkemesi, borçlu kiracıya gönderilen ödeme emrinin kanuna uygun olup olmadığını inceler. Ödeme emri kanuna uygun değilse, özellikle ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yanlış (noksan) gösterilmişse, ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yazılı değilse veya ödeme emrinde tahliye ihtarı yok (tebliğ edilen ödeme emri 13 örnek nolu ödeme emri değil) ise, icra mahkemesi tahliye talebinin reddine karar verir. İcra mahkemesi, takip talebinin ve ödeme emrinin kanuna uygun olduğunu tespit ederse, bunun üzerine, borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz edip etmediğini araştırır. Buna göre, icra mahkemesi, borçlunun süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini (veya itiraz etmemiş sayıldığını) tespit ederse, borçlunun ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediğini inceler (Kuru, s. 833).
18. Süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlu, ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu tamamen ödememiş ise alacaklı kiraya verenin talebi üzerine icra mahkemesi, borçlu kiracının tahliyesine karar verir.
19. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez.
20. Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835).
21. İİK’nın 269/d maddesi yollamasıyla uygulanması gereken 70. maddesi uyarınca temerrüt nedeniyle tahliye isteminin icra mahkemesince duruşma açılarak incelenmesi gerekir. İcra mahkemesince duruşma açılmasının zorunlu olması ilamsız tahliye takip talebinin kanuna uygun olup olmadığını, borçlu kiracıya gönderilen ödeme emrinin kanuna uygun olup olmadığını tahkik ederek takip talebinin ve ödeme emrinin kanuna uygun olduğu tespit edilirse bunun üzerine, borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz edip etmediğini araştırmak, buna göre borçlunun ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediğini incelemek içindir. Duruşma açılmasının zorunlu olması, borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği hâlde takibin kesinleşmesinden önce kira borcunu ödediği iddiasını ileri sürebileceği sonucunu doğurmaz. Bu hâlde temerrüt ihtarının haklı olup olmadığı icra mahkemesinde inceleme konusu yapılamaz.
22. Borçlunun ödeme emrine mani bir sebeple itiraz etmemesi hâlinde İİK’nın 269/d maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken İİK’nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz yolu açıktır. Bundan başka ödeme emrine itiraz etmeyen borçluya İİK’nın 269/d yollamasıyla uygulanması gereken İİK’nn 72. maddesi gereğince menfi tespit davası açma hakkı da tanınmıştır.
23. Diğer taraftan İİK’nın 269/d maddesi yollamasıyla uygulanması gereken İİK’nın 66. maddesi gereğince ödeme emrine itiraz edilmez veya itiraz süresinde değil ise ödeme (ihtar süresi) geçtikten sonra alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip işlemlerine devam edebilir. Bu bağlamda bir yandan haciz işlemleri yapılması bir yandan da icra mahkemesince ödeme emri tebliğinden önce yapılan ödemelerin araştırılması durumu çelişkili bir hâl oluşturur.
24. Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; alacaklı tarafından 01.11.2010 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayalı kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli olarak başlatılan ilamsız icra takibinde 05.07.2014 tarihli 900,00TL, 05.08.2014 tarihli 900,00TL ile ekli kira sözleşmesi içeriğine göre bakiye kalan 1.456,00TL kira alacağının ve borçlunun tahliyesinin talep edildiği, örnek 13 nolu ödeme emrinde borçluya 30 gün içerisinde kira borcunu ödemesi gerektiği, 7 günlük süre içinde itiraz edebileceği, borcu ödemez veya itiraz etmez ise tahliye edilebileceğinin ihtar edildiği, ödeme emrinin borçluya 29.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği, alacaklı vekilinin 16.10.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borçlunun 29.08.2014 tarihinde 900,00TL ve 05.09.2014 tarihinde 900,00TL ödediğini, bakiye kalan kira alacağının ödemediğini ve borçlunun temerrüde düştüğünü ileri sürerek kiralanandan tahliyesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
25. Bu durumda borçlu kiracı, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcu kesinleştiğinden, İİK’nın 269/a maddesine göre icra mahkemesince 30 günlük ihtar müddeti içinde takipte kesinleşen kira borcunun ödenip ödenmediği incelenmelidir.
26. O hâlde icra mahkemesince bakiye kira bedeli 1.456,00TL’nin 30 günlük ödeme (ihtar) süresi içinde ödenip ödenmediği üzerinde durularak temerrüdün gerçekleşip gerçeklemediğinin belirlenmesi gerekir.
27. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, borçlu ödeme emrine itiraz etmese bile icra mahkemesinde ödeme emri tebliğinden önceki ödemeleri ileri sürebileceği, icra mahkemesinin ihtarın haklı olup olmadığını inceleyebileceği, bu nedenle ödeme emri tebliğinden önce kira borcunun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararının ilave gerekçeler ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
28. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
29. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.03.2021 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.
Size daha iyi bir hizmet sunabilmek için gizlilik politikamız doğrultusunda çerezler kullanıyoruz. Çerezler hakkında daha fazla bilgiye Çerez Bilgilendirmesi sayfasından ulaşabilirsiniz.