3. Hukuk Dairesi Kararı

3. Hukuk Dairesi         2022/5341 E.  ,  2022/7166 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 01/01/2008 başlangıç tarihli beş yıl süreli aylık 7.000 USD bedelli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının sözleşmede belirtilen süreden erken kiralananı tahliye ettiğini, anahtarın 07/07/2011 tarihinde iade alındığını, kiralananın tüm çabalarına rağmen 01/03/2012 tarihinde aylık 11.000TL bedelle yeniden kiraya verilebilmesi nedeniyle 07/07/2011 ile 01/03/2012 tarihleri arasında geçen 7 ay 23 gün karşılığı 54.365 USD tutarındaki kira parasından sorumlu olduğunu, ayrıca kiralananın anahtarının teslim alınmasından sonra, Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/134 D.İş sayılı dosyasından yapılan tespitte düzenlenen bilirkişi raporunda davalı şirketin kira sözleşmesine göre yerine getirmeyi taahhüt etmesine rağmen getirmediği işler ile kiralananda meydana gelen hasar bedellerinin 16.400TL, tamir süresinin ise 7 gün olarak belirlendiğini ileri sürerek; 07/07/2011 tarihinden 01/03/2012 tarihine kadar geçen süreye ilişkin toplam 54.365USD kira bedelinin, 19.300TL tutarındaki hor kullanma tazminatının ve tadilat süresine ait kira bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; tamirat süresince mahrum kalınan kira bedelinin tahsili ve hor kullanma ile eski hale getirme bedelinin tazmini istemlerinin kabulüne, mahrum kalınan kira bedelinin tahsiline yönelik istemin ise kısmen kabulüne dair verilen karar; davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 24/01/2019 tarihli ve 2017/9233 Esas 2019/550 Karar sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, (2) numaralı bentle; (... " Davalı taraf verdiği cevap dilekçesinde, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediği gibi bu raporu kabul etmediklerini belirterek, itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece gerekirse yerinde keşif yapılmak suretiyle, konusunda uzman bilirkişilerden rapor aldırılarak ve aynı zamanda taraflar arasında görülen İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/96 E. - 2014/271 K. sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporları da değerlendirilerek, kiralananda meydana geldiği ileri sürülen hasarların ve eski hale getirilmesi istenen hususların ayrıntılı olarak tespit edilmesi, bu hasarın normal ya da hor kullanım sonucu oluşup oluşmadığı
belirlenerek sözleşme hükümleri de göz önüne alınmak suretiyle değerlendirilmesi, hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak varsa yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi "...) gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; tamirat süresince mahrum kalınan kira bedelinin tahsili ve hor kullanma ile eski hale getirme bedelinin tazmini istemlerinin; kabulüne, mahrum kalınan kira bedelinin tahsiline yönelik istemin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesi uyarınca; kiracı, kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanun'un 334. maddesi uyarınca da kira sözleşmesinin sonunda kiralananı aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Bu doğrultuda kiracı, kiralananda sözleşmeye uygun, olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur.
Mahkemece uyulan bozma kararında; kiralananda meydana geldiği ileri sürülen hasarların ve eski hale getirilmesi istenen hususların ayrıntılı olarak tespit edilmesi, hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak varsa yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerektiğinin belirtilmiş olup; buna göre dosyaya kazandırılan 27/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, eski hale getirme bedelinin 16.400TL olduğu, onarım işlerinin kullanıma bağlı veya değil, eskimeden kaynaklı olmayıp tamamının kiralananın eski haline getirilmesine ilişkin olduğunun belirtildiği ancak kullanım süresi ile orantılı yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşüldüğüne dair raporda bir açıklık bulunmadığı, buna rağmen kararda;" hasar bedelinden olağan kullanım nedeniyle oluştuğu belirtilen hasar bedeli düşüldükten sonra belirlenen hor kullanım bedelinden kullanma süresiyle orantılı olarak yıpranma payının da hesap edilip düşüldüğü" ifade edilerek, 16.400TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Şu durumda, mahkemece alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; eski hale getirme ve hor kullanım tazminatı istemleri yönünden kullanım süresiyle orantılı yıpranma payının düşülüp düşülmediğinin gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınması; belirlenmesi, düşülmediğinin tespiti halinde davalının 01/01/2008- 07/07/2011 tarihleri arasındaki kiracılığı gözönünde bulundurularak yenilenen parçaların başlangıçtaki durumlarına göre yıpranma paylarının kullanım süresiyle orantılı düşülmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bu site, Bulut Web Site Web Tasarım Sistemi kullanmaktadır.
Şimdi Ara Canlı Yardım

Size daha iyi bir hizmet sunabilmek için gizlilik politikamız doğrultusunda çerezler kullanıyoruz. Çerezler hakkında daha fazla bilgiye Çerez Bilgilendirmesi sayfasından ulaşabilirsiniz.